İngilizcedeki metaphor kelimesi, Yunanca’da “öte”ye “taşımak”, “iletmek” anlamına gelen metaphora (metaphora) kelimesinden türemiştir. Bu kelime modern Yunanca’da hâlâ kullanılmaktadır. Antik Yunan’da “metaphor” ikinci bir anlama daha sahiptir: Aristo, bu ikinci anlamı, “Metafor, kendinden başka bir şeyi tasvir eden bir varlığın kullandığı araçtır” şeklinde anlatmıştır (Aristo, Şiirler). Aslen kendi de metaforik yani eğretilemeli olan bu tanım İngiliz ve birçok Avrupa dillerine uyarlanarak kullanılmıştır. Eğretileme, Türkçede metafor olarak da kullanılmaktadır.
Eğretilemenin Türk dil bilimindeki karşılığı olan istiare, bir sözcüğü kendi anlamı dışında kullanarak, bir şeyi benzediği başka varlığının adıyla anma sanatı olarak anılır. İstiare terimi günümüzde yavaş yavaş yerini eğretileme terimine bırakmaktadır. Batı kökenli metafor ile doğu kökenli istiare/eğretileme arasındaki fark, doğu düşüncesi ile batı düşüncesi arasındaki farklılığı ortaya koyar. İstiare, are’ye, ariyete’e yani ödünç almaya dayanır: Ödünç alma, birinden eğreti bir şey alma; bir kelimenin anlamını “geçici olarak” bir başka kelime için kullanma, bir sözün gerçek anlamını kaldırarak, bezerliği olan diğer anlamı eğreti olarak vermedir. Bu bakımdan hem mecaz hem de benzetme özellikleri taşır. Eğretileme ise, istiarenin kelime anlamının Türkçeye aktarılmasıdır. Yerini bulmamış, uygunsuz, temelli olmayan anlamındadır. Çalışmamızda İngilizce’deki metafor kavramının tek ve derin anlamı dışında başka türlü benzetmeler de eğretileme başlığı altına alınarak incelenmiştir.